Kayıtlar

Nisan, 2016 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

kıskançlık girdabı:))

Resim
İşe güce dalıp susuzluğunu fark etmezsin de bir yudum su içince çok susamışım dersin ya, an itibariyle hissim budur Münücüğüm;) Özlemek desem tam karşılamaz, bildiğin susamışım; yazmalara, anlatmalara, şarkıya takılıp yazıyı bambaşka yerlere sürüklemeye... Mantık evliliği hususunda kadının biri demeç verirken araya girip yeterince mantıklı düşünürsen evlenmezsin diyen diğer kadını anlatacaktım sana Münücüğüm.. Bahsi geçen diğer kadın mobilya seçme aşamasına geldiğinden kendisine saygımızı yitirdik:p anlatmıyorum o sebepten. Fakat Murathan Mungan'ın şu efsanevi sözlerini Müslüm Gürses'in sesinden dinlemek lazım.. Müslüm Gürses mi hıyyyy diyenler lütfen bu aşamada blogumuzdan ayrılsın;)  Zaaflarına bir gece, hatalarına bir nilüfer, sevgisizliğine bir kalp verdim... Başka kim hüznünü şöyle güzel ifade edebilir acaba? Bir 43 kilo olan hatunlar, bir de böyle muhteşem cümleler kuran insanlar... İki gruba karşı da önlenemez bir kıskançlık girdabındayım Münü, çek

dar zamanlar

Aslında tüm durumlar bizim onları nasıl algılayıp değerlendirdiğimizle alakalı deyip bin yıl önce yapılmış bi tespitin altını tam da şu an yeniden çizmekte hiç bir sakınca görmemekteyim:) Sakınca ile eş anlamlı bir kelime vardı, halen hatırlayamadım, bulunca onu da iliştireceğim bir köşeye.(…..görmek şeklinde kullanılıyordu yanlış hatırlamıyorsam, çıldıracam birazdan:)) Durumlar diyorum onları nasıl algıladığımızla alakalı. Odaya giriyorum mesela lamba patlamış, abajurun ışığına mecburum ya da tercihen zaten onunla mutluyum:) Aynı odada mesela şarja takılı bilgisayar cızırtısını duyup başağrısına meylettiren bi huzursuzluk da duyabilirsin ya da cızırtıyı duymayayım diye bir müzik açarsın hafif hafif fondan gelen, bambaşka bir huzur getirip odanın ortasına bırakır. Şimdi aman her durumda tercihler var siz mutluluk getireni huzur kaynağını seçin gibi sosyal mesajlı bir geçiş yapmayacağım. Hayat hiç öyle bir şey  değilmiş çünkü. Bin kişiye anlattırsan gıpta ile hayalimdeki

elalem iş başında :)

Resim
Feri : Merhaba Münüm, bugün yoğun istek üzerine anne sıfatımı kullanarak birkaç kelam edeceğim. Ama öncelikle evli fakat daha çocuk düşünmeyen arkadaşlarımın beni yaşlanmış görmelerini ve vay canım diye acımalarını, saçındaki aklar çoğalmış diye istem dışı beni kış mevsimi görüp kendilerini ilkbahar olarak düşünenler sizi çok seviyorum. Hele daha evlenmeyip, evlenmeyi düşünmeyen arkadaşlarımı yani mevsimlerden kendilerini yaz gören canlarım sizi bir başka seviyorum. :)  Hımm ezik moduna girdiğim zamanlar var tabi ama yukarıda bahsettiğim saniyeler değil. :) Mesela; kakalı bezle göz göze geldiğim, üstüme yeni aldığım gömleğimi giyip tam dışarı çıkacakken baştan ikinci düğmenin ordan başlamak suretiyle ilerisine yol yapmış, kusmuk mu gördüm, hayaletle mi karşılaştım tam idrak edemediğim o duyguları size daha sonra en ince kokusuna kadar pardon ayrıntısına kadar anlatırım.  Kızımı öğrendiğim ilk an birçok kişi bana “hayatın bitti” gibi bir gereksiz cümle sarf etti. He dedim

kendimle konusmalarım

Resim
Gurbi; Kendinle konuşmanın güzel yanları var aslında, deli damgası yemek hepsinden ağır bastığından güzel yanları göz ardı ediliyor. Kimseye söyletmediğin güzelim'leri kızım'ları kendine söylersin mesela. Söyleyen kendin olunca asabın da bozulmaz hooop geldi mi sana kendi kendine konuşmanın bir güzelliği:) Sonra mesela anlatsam akıllara durgunluk verir, halk buna hazır değil diyeceğin nice düşünceyi bir bir anlatırsın, yadırgamak ne kelime alternatif öneriler bile bulabilirsin:) Dedim ya, kendinle konuşmak güzeldir..Konuş ki kendinle, başkasına kendini ifade edebil. Aslına bakarsan tam olarak şöyle ifade etmek daha doğru; sen kendini çözümle, netleştir, tanı, bil ki; biri seninle ilgili karmaşaya düştüğünde, içinden çıkamaz da sana danışacak olursa gösterebileceğin bir yol olsun;) Gecenin eseri "selluka" dır a dostlar, minimum üç kez dinlemeden uyuyan bizden değildir, hele akabinde bir fasıl da "yastıklı şarkı" dinleyenler aşırı bizdendir:p