Kayıtlar

Ekim, 2016 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Sendromsuz Pazartesi mi Acaba?

Resim
Feri : Güzel bir Allah’ın herhangi   gününden hepinize merhaba, sayın okuyucularımız ve yazarımız Münü. Tam iş stresi sarmışken her çeperimizi, bir bıkkınlık, bir sıkkınlık yayılmışken soluduğumuz havanın yaklaşık %78’lik azotuna, bilinmeli ki mesai bitimine az kalmış demektir. Vakit tamam, haydi Abbas hoşça kal demeden hemen önce,   bir yerden mutluluk kırıntıları aradığımızda, sanki sihirli bir el Biskrem paketinden bir parça uzatıp, gözbebeğimize kadar getirip, al zavallıcık seratonini arttır der gibi o bisküvi mutluluğu tadında, mesai bitimini düşleriz. Eğer o ana Abidin Dino şahitlik edebilseydi, suratımızdaki ifadenin dış dünyaya yansımasıyla umudun resmini de yapabilirdi. Münüm, bu uzun benzetmelerimin, kinayelerimin canını bir müddet cehenneme gönderip aslında bir işi sevmenin o işi sahiplenmek olduğunu anladığımı söylemeliyim. O zaman yaptığın her eylemden ve sorumlu olduğun her işten mutlu olmasan bile en azından mutsuz olmazsın.   Eğer sizin bakış açınız, na

29 Ekim

Resim
Gurbi;  Evlerini, sokakları, sosyal medya profillerini bayraklarla donatıp bu zor günler de geçecek Allah’ın izniyle atlatıp üstesinden geleceğiz diye yürekten inanıp umutla güzelliklere odaklanmış herkesle aynı coşkulu, aynı içten ve aynı samimi hisleri paylaşarak  29 Ekim Cumhuriyet Bayramımızı kutluyorum. Bizim görüşlerimiz farklıdır, bazen kendi içimizde tartışmalar bile yaşarız. Fakat mevzuu bir yerlerden vatanımızı sevmemiz, milletimizin bütünlüğü konularına gelirse bir olup herkesi sustururuz.  Ba yram sevincinde daha güzel günlere ulaşabilmek adına; daha bilinçli, daha sorumluluk sahibi, daha farkındalığı artmış bireyler haline gelelim. Gelmek adına efor sarfedelim. Bezgin, bıkkın, vazgeçmiş ve umutsuz olmayalım. Olmayalım ki bayramlarımızı bayram tadında, layıkıyla kutlayabilelim.

Kapatma Birader Şu Gıygıyı :)

Resim
Feri : Size çok ulvi bir ortamdan duygularımı, düşüncelerimi yazdıracağım canım Münüme. Yaz kızım! Fonda açmışım klasik müziği, elime de filtre kahvemi almışım. Elli kollu yalan diye tabir ettiğimiz şey tam olarak bu çünkü elimde bildiğiniz aslanlar gibi demli bir çay var. Affedin! Kahve içiyorum demek daha havalı duruyordu ama çayın günahına giremedim . Klasik müzik seven biri olarak, bu yazımda bu müzik dalını araştırdım ve bulduğum bilgileri özetin özeti seviyesinde size aktaracağım. İlginizi çekmesi ve okurken sıkılmamanız umuduyla…               “ Klasik müzik  ilk olarak kendini çok sesli   müziğe   geçiş denemeleri olarak Rönesans'ta göstermiş, Barok dönemde Bach ve Vivaldi ile bir kimlik kazanmış, klasik   dönemde en ünlü bestekarlarını yetiştirmiş, Romantik dönem ile birlikte gelişerek kilise ekseninden çıkıp tüm dünyaya yayılmıştır.”             Gülşen Ayperi şahidim olsun ki; onun cenin halinden on yedi aylık uzun hayat geçmişine kadar kendim dinlemek sur

bu metinde "siyah" bir renk olarak dikkate alınmamaktadır!

Resim
Gurbi; Bugün sana dili zehirli, kalbi zehirli, negatif enerji bulutuyla gezip etrafında gördüğü herkese kötü kalpli cadı gibi bir pofff yapıp negatifinden yollayan tipten bahsetmek istiyorum.   Herkesin etrafında bir kaç kişi var böyle (inşallah okuyan herkesin etrafında vardır, zira yoksa bu tip kendisi olabilir:)) Şanslı olanlar kişileri ve davranış biçimini keşfedebiliyor. Şanssız olanlar ise; aaaa çok iyi insan, biraz densiz laf etme huyu var ama vs şeklinde zehirli karakterden zehirlenmeyi sürdürürken bir de ilgili kişiyi aklama yoluna gidiyor. Tam süre belirtmeyecem Münücüğüm, nicedir dünyadayım:) takdir edersin ki, pek çok farklı durum, farklı ruh hali, inişler çıkışlar yaşadım.   Bu bahsettiğim öyle bir tip ki, mesela sen dibe vurmuşken karşına geçip “eee safsın sen de” falan diyor olsa daha çok saygı duyarsın. Ama bu tip öyle yapmıyor katiyyen:)) mesela çok zor bir gün geçiriyorsun, fakat serde güçlü kadınlık var, ayakta duracaksın, hayatına devam edeceksin, ola

dizlerini bükmeden, tekme atarak yürü!!

Resim
Gurbi;  Selaaaam münü hatun:) Öncelikle senin nezdinde kıymetli kalemdaşım feri kuzusuna sabrından dolayı teşekkürü bir borç bilirim. Zira üstüme düşen, yerine getirmediğim görevler silsilesi içerisinde sükunetinden ve hanımefendiliğinden taviz vermeyerek sabırla bekledi;))) Ben de bu görevleri yerine getiremedim de sor bakalım neden getiremedim münücüğüm:) Kimilerine göre devrim niteliğinde karar, kimilerine göre kaçınılmaz son, kimilerine göre güzel günlerin finali, kimilerine göre “yeeteeer bu millet susmayacak gireyim bu yola bari” kararı, kimilerine göre “madem aşırı aşığız neden evlenmiyoruz”un cevabı niteliğinde hamle....uzar gider liste, herkese göre bambaşka bir durumun izahatı evlilik.. Bende ise durum şöyle deyip anlatmaya başlasam uzun bir aradan sonraki ilk yazı için fazlaca uzun olur ne yalan söyleyelim:) Yine de özetle söylemek gerekirse; doğumundan itibaren içinde olduğun, her anını paylaşan, aynı kanı paylaştığın ailenin biraz uzağında, Allah’ın s

Ne Dersiniz, Değişir miyiz?

Resim
Feri : Bugün tam olarak sol tarafından kalkmış olarak addedilen ruh halindeyim. Lisedeyken “hayvanları, insanlardan daha çok seviyorum” diye radikal bir karar almıştım. Ta ki dedemin, “doğru düşün, düzgün cümle kur” diyene kadar geçerli olan bu duygumun ifadesi  sonraları “bazı hayvanları, bazı insanlardan daha çok seviyorum” haline dönüşmüştü. Emin olabilirsiniz ki, hala o haleti ruhiye içerisindeyim. Olmasın azizim! Bazı insanlar hayatımda olmasın. Hatta bir e-ticaret satış markası var ya, ülkemizde ikinci el satışı yapan “atsan atılmaz, satsan… satılır, satılır” sloganıyla reklamlarda boy gösteren siteye, sevmediklerimizi de koyabilsek ve benim hayatımdan al, özellikleri şunlar, müsait olan buyursun desek. Ne dersiniz, güzel olmaz mıydı? Eğer bu mümkün değilse, mümkün olacak çerçevede adab-ı muaşeret derslerinin yanında, "bu karakter olmadı baştan dersleri" verseler. Belki de biz çekilmez biriyizdir ve inanmak istemesekte, atsan atılmaz kategorisindeyizdir. En az

HEPİMİZ KÜRK MANTOLU MADONNAYIZ

Resim
Feri: Merhaba Münü…                  Biraz önce kendi beynini yakmış, bizimde beynimizi yakmak isteyen bir insanın, yazarı Sabahhatin Ali olan Kürk Mantolu Madonna kitabı üzerine yorumunu dinledim. Dinledikçe, kulaklarıma inanamadım deyimini bizzat örs, üzengi, çekiç kemiklerime kadar hissettim. Kitap okuyan ya da araştırmacı, doğruyu öğrenme güdüsündeki kesim için önemi yadsınamayacak olan yazarımız, bu konuşmaları duysaydı verem olur muydu acaba? Çünkü konuşmanın içeriğinden dolayı beni bir kaşınma tutup, tüylerim diken diken olduysa, rahmetli yazarımız Sabahattin Ali’de de kim bilir neler olurdu. Herkes hata yapabilir ama televizyon gibi ülkenin yetmiş beş milyonuna ,nüfusu yetmiş sekiz milyonu bulan güzel ülkemde hala yetmiş beş milyon sayısının kullanılmasındaki totemi   anlamadığım için büyüyü bozmak istemedim, kendini duyurabilecek iletişim araçlarında çalışanların hata payının 0,1 gibi ütopik bir eşik değerinde kalması taraftarıyım.   Keşke insanları yanlı
Resim
- Alo Münü, biz geldik sen nerdesin?